Üniversitemiz Medya Merkezi ve TRT 2 tarafından düzenlenen "Dijital Çağda Kültür & Sanat Yayıncılığı" atölye programı 25 Nisan Perşembe günü Yönetim Bilimleri Fakültesi’nde gerçekleştirildi.
TRT 2'de ortaya çıkan kültür sanat yayıncılığı birikiminin, Üniversitemiz Medya Merkezi'nde dijital içerikler üreten öğrenci ekipleriyle ve gelecek dönemlerde Medya Merkezi'ne katılmak isteyen öğrencilerle paylaşılması hedeflenen programa TRT 2 Kültür ve Sanat Şef Editörü Kübra Nur Nilüfer, TRT 2 Lisanslı İçerikler Sorumlusu Elif Bulut, TRT 2 Dış Yapımlar Müdürü Muhammed Taha Samastı ve TRT 2 yönetmenlerinden Tuğba Kozan konuk oldu.
Medya Merkezi’nden Samiha Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte TRT 2’nin kültür sanat yayıncılığı anlayışı ve dijital döneme dair değerlendirmelerde bulunuldu.
Kültür sanat yayıncılığının insanı zenginleştiren sakin bir alan olduğunu söyleyen TRT 2 Lisanslı İçerikler Sorumlusu Elif Bulut, sözlerine özgün bir proje ortaya çıkarabilmek için insanın kendisini beslemesinin ehemmiyetine değinerek devam etti. Bulut, dünya üzerinde söylenmeyen tek bir sözün dahi olmadığı, akla gelebilecek her şeyin söylendiğini ifade ettiği konuşmasında bu yüzden önemli olanın eldeki fikir veya projenin nasıl yorumlandığı olduğuna değindi. Olayları başka birinin gözünden görebilmek, başka bir anlayışla bakabilmenin önemini vurgulayan Bulut, bunun için de insanın kendini beslemesi ve yetiştirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Üretilen içeriğin çok fazla değişmediğini fakat medya tüketim alışkanlıklarının değiştiğini ifade eden TRT 2 Dış Yapımlar Müdürü Muhammed Taha Samastı, konuşmasında kaliteli içeriğin izleyiciye bir şekilde ulaştığını ifade etti. Önemli olanın içeriğin ne anlattığı ve nasıl anlatıldığı olduğunu vurgulayan Samastı, bir şeylerin yavaş yavaş dijitalleştiğini, izlediğimiz ekranın değiştiğini aktardı. Önceden Kurtlar Vadisi dizisinin yayınlandığı perşembe günleri herkes ekran başında olduğu için İstanbul’da trafik olmadığını hatırlatan Samastı, şimdi ise zaten YouTube’a düşüyor diye televizyondan içerik tüketmediğimizi ifade etti. İçeriğin de süresel anlamda uzayıp kısaldığını ancak eğer içerik güçlüyse platformun da ekranın da pek bir önemi kalmadığını dile getirdi. Şimdilerde TRT 2’nin sanal stüdyosunda çekilen içeriklerin normal bir stüdyoda çekilseydi bu başarının gelmeyeceği kanısına varamayacağını ileten Samastı, önemli olanın ne konuştuğumuz, nasıl konuştuğumuz ve kaç dakika konuştuğunuz olduğunu vurguladı. Samastı, konuşmasını kaliteli içerik, dijitali kullanıp kullanmadığına bakılmaksızın bir şekilde izleyiciye ulaşmayı başardığını ifade ederek sonlandırdı.
Greenbox teknolojisinin sağladığı avantajlara vurgu yapan TRT 2 yönetmenlerinden Tuğba Kozan, greenbox sayesinde istedikleri mekânı tasarlayabildiklerini, handikapları olsa da getirisinin çok daha fazla olduğunu iletti. Bu teknolojinin sağladığı imkanların çok özel ve güzel olduğunu aktaran Kozan, normalde günlerce sürecek olan bir çekimi kısa bir sürede halledebildiklerini de ekledi. Kültür sanat yayıncılığına da değinen Kozan, TRT 2’nin geçmişle gelecek arasında bir köprü olma görevi olduğunu ve bir toplumsal belleği sağladığını bildirdi. Toplumsal belleğin başlı başına bir mücadele alanı olduğunu ifade eden Kozan, medeniyetin inşasında toplumsal belleğin çok mühim bir yeri olduğunu ve bu toplumsal belleğin yayıncılık ve sanat eserleriyle sağlandığını dile getirdi. Bir sanat eserinin insana o dönemin siyasi ve iktisadi durumunu verebildiğini aktaran Tuğba Kozan, sanatın böyle bir misyonu varken kültür sanat yayıncılığının önemli olduğunu düşündüğünü de ekleyerek konuşmasını sonlandırdı.
İçerik oluşturma ve seçme konusunda önemli hususlara dikkat çeken TRT 2 Kültür ve Sanat Şef Editörü Kübra Nur Nilüfer, işin özünde bir meseleyi anlatmanın olduğunu söyledi. Nilüfer, tarihin ilk çağlarında mağarada çizilen resimler ya da Mısır’daki hiyerogliflerle insanların bir şey anlatmaya çalıştıklarını ve medyacı olarak kendilerinin de bir şey anlatma gayelerinin olduğunu belirtti. İçerik oluşturma ve seçme meselesine gelince dışarıdan gelen bir fikir yerine kalpte çarpan, zihinde ağırlık oluşturan fikrin peşinden gidilmesi gerektiğini, orada mutlaka anlatılacak bir şey olduğunu dile getiren Nilüfer, haberin normalde 5N1K sorularını cevaplama gayesi taşıdığını fakat kültür sanat haberciliğinin sergiler, sanat filmleri, son iki koltuğun kovalandığı bir tiyatro olduğunu belirtti. Tam olarak bunları haberleştirdiklerini ekleyen Kübra Nur Nilüfer, eğer habercilik yapıyorsanız ve böyle bir gayeniz varsa kültür sanat başlığının tam bir derya deni olduğunu da vurguladı.
Etkinliğin son kısmında öğrencilerin gruplara ayrılarak kültür sanat programı önerileri geliştirip sundukları atölye gerçekleştirildi. TRT 2 Lisanslı İçerikler Sorumlusu Elif Bulut’un üzerinde durduğu kültür sanat programı taslağını dikkatli bir şekilde inceleyen öğrenciler, yaptıkları grup çalışması ile kendi fikirlerini bir televizyon programı formatında geliştirmeye çalıştılar. Grup temsilcilerinin yaptıkları sunumların ardından TRT 2 profesyonellerinin oluşturduğu jürinin değerlendirmesi ile “Sokak Sanatçıları” isimli belgesel önerisi birinci seçildi. Soru-cevap kısmının ardından katılımcılara katılım belgesi ve hediye takdimiyle bu verimli program sona erdi.
