İletişim Fakültesi, Sinema Kulübü ve Kudüs Çalışmaları Topluluğu tarafından düzenlenen “Filistin Sineması” etkinliği, 28 Aralık Perşembe günü Medya ve Etkinlik Merkezi Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirildi.
Etkinliğin gösterim bölümünde katılımcılar Filistin sinemasının son dönemdeki popüler örneklerinden Omar (2013) filmini izledi. Programın ikinci bölümüne Filistinli yazar ve yönetmen Nawras Abu-Saleh konuk oldu. İHÜ Medya Merkezi’nden Samiha Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide konuşan Abu Saleh, Filistin sinemasının dünü, bugünü ve gelecek vizyonu hakkında açıklamalarda bulundu.
Söyleşiye Filistin’de geçirdiği çocukluk yıllarını anlatarak başlayan Nawras Abu Saleh, İsrail askerlerinin Filistinli çocuklara karşı sergilediği acımasız eylemlere değindi ve çocukluk dönemindeki travmaların unutulması zor anılar olarak zihninde yer ettiğini anlattı.
Hayatın ve imkanların herkes için aynı olmadığını vurgulayan yönetmen, kelimelerin manasının ve muhteviyatının coğrafyadan coğrafyaya değiştiğine dile getirdi. “Normal” kelimesine vurgu yapan Abu Saleh, “Normal kime ve neye göre normaldir? Normal kelimesinin muhtevası nedir? Bir Filistinli ve bir Avrupalının günlük hayatlarında karşılarına çıkan “normal” aynı olabilir mi? Bir Filistinli için normal hayat her gün savaşın üstesinden gelmeye çalışmaktır” diyerek Filistin’in içinde bulunduğu kaosa dikkat çekti.
İzlediği filmlerde Filistin gerçekliğini göremediği için yönetmen olmaya karar verdiğini söyleyen Abu Saleh, çektiği kısa filmlerin başlangıçta destek görmediğini belirtti. Filistin meselesinin çok eski ve sıkıcı bir hikâye olduğu yönünde tepkiler aldığını söyleyen yönetmen sözlerine şu şekilde devam etti: “Hakikat, haklı olmak için yeterli değildir. Hakikati güzel ve uygun bir yolla göstermek gerekir.”
Film çekmeye başladığı ilk günden bu yana çok fazla şeyin değiştiğini dile getiren Abu Saleh, toplumun sinemaya bakışının 10 yıl öncesine göre çok farklı olduğunu söyledi. Sinemaya başladığı yıllarda insanların sinemanın etkisine inanmadığını, sinemanın para kazanılması güç ve tuhaf bir alan olarak görüldüğünü vurguladı. Günümüzde bu durumun değiştiğini dile getiren yönetmen: “Toplum olarak büyük ölçüde bu düşünceden kurtulduk. Evet, her ne kadar özgün bir sinema üretimi hala çok para kazanmayı sağlayamasa da artık yapımlarımız destek görüyor” dedi. Filistin gibi karışık bir coğrafyada yönetmen olmanın zorluklarına da değinen Abu Saleh sözlerine şu şekilde devam etti: “Çektiğimiz her bir sahne sorgulanıyordu. Böyle bir ortamda film çekmenin ne kadar zor olduğunu düşünün. Diğer taraftan filmin gösterimi için yayıncı, dağıtımcı bulmak da ayrı bir dert. Tüm bunların üstüne bir filmden para kazanmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirsiniz.”
Programda ayrıca İbn Haldun Üniversitesi öğrencilerinin İHÜ Medya Merkezi çatısı altında hazırladıkları, Gazze’de yaşanan acılara odaklanan shorts ve videolar izlendi. Öğrencilerin çalışmaları yönetmen Nawras Abu Saleh tarafından büyük beğeni aldı. Oldukça nitelikli çalışmalara imza atıldığını söyleyen Abu Saleh her bir videonun prodüksiyon ekibiyle içerikte verilen mesajları ve görsel hikâye anlatımını değerlendirdi.
Etkinliğinin son kısmında ise öğrenciler Filistin Sineması üzerine soru ve yorumlarını dile getirdiler. Program konuk yönetmen Nawras Abu Saleh’a hediye takdim edilmesiyle son buldu.